" Eğer bir ürün bedavaysa, ürün sizsinizdir. "

Akıllı telefonlara çoğumuz sahibiz ve günün her saati yanımızda taşıyoruz. Ücretsiz olarak indirdiğimiz Candy Crush, Angry Birds gibi oyunları oynuyor veya Facebook, Instagram, Twitter, Snapchat gibi en popüler uygulamaları kullanarak kimin nerede ve ne yaptığını görebiliyor, onlarla iletişim halinde olabiliyoruz. Peki, bizler bu hesaplarda gerçekten izin verdiğimizi sandığımız kadarını mı paylaşmış oluyoruz? Ya da en basitinden oyun oynamak için indirdiğimiz oyunlar neden bizden konum bilgisi istiyor? Ve en önemli soru: Bu uygulamalar neden ücretsiz?
" Mobil işletim sistemlerinin lideri konumunda olan Android, Google Play Store üzerindeki güvenliği bir türlü sağlayamıyor. Geçtiğimiz haftalarda duyduğumuz sahte oyun vakası ile tekrar gündeme gelen bu güvenlik konusu, şimdi de mağaza üzerinde bulunan ücretsiz uygulamaların üçte birinin, kullanıcıların kişisel verilerini çaldığı yönündeki iddialar ile gündeme gelmiş durumda.
BitDefender tarafından yapılan bu araştırmaya göre ücretsiz uygulamaların gösterime dayalı reklam modeli uygulayan bölümünün %33‘lük kısmı telefon numarası gibi kişisel bilgileri, reklam şirketleri ile paylaşıyor. " (shiftdelete.net , 04.11.2018)
Bu haber aslında tahmin edilebilir bir durumdu. Artık internet hayatımızın bir parçası hatta vücudumuzun bir uzvu olmuş durumdayken farklı bir şey beklenemezdi.
" Google telefonunuzu her açtığınızda konumunuzu kaydediyor (eğer konum servisiniz açıksa). Telefonunuzda Google’ı kullanmaya başladığınızdan bu yana gittiğiniz her yeri zamanıyla beraber görebilirsiniz.
Kendi verilerinizi görmek isterseniz: https://www.google.com/maps/timeline?pb
Son 12 ayda nerede bulunduğunuz ve günün hangi saatinde hangi bölgede bulunduğunuzu ve bir önceki yerden oraya gidişinizin ne kadar sürdüğünü bile görebilirsiniz.
Google tüm cihazlarınızdaki arama geçmişinizi kaydediyor. Bu bir yandan şu anlama da geliyor; arama geçmişinizi veya telefon geçmişinizi silseniz bile, arama verileriniz bir diğer cihazda kayıtlı olabiliyor.
Linke tıklayarak kendi verilerinizi görebilirsiniz: https://myactivity.google.com/myactivity
Ayrıca takvim verileriniz, Google Hangout oturumlarınız, konum geçmişiniz, dinlediğiniz müzikler, Google’den aldığınız kitaplar, içinde yer aldığınız gruplar, yarattığınız web siteleri, sahibi olduğunuz telefonlar, paylaştığınız sayfalar ve günde kaç adım attığınız…
Kişisel geçmişinize linkten ulaşabilirsiniz: https://www.google.com/takeout
Topladıkları izler ile bulunduğunuz yeri ve hangi uygulamaları, ne zaman ve ne amaçla kullandığınızı tespit ediyorlar, webcam ve mikrofona istedikleri an erişim yetkileri var. Kişileriniz, mailleriniz, takviminiz, arama geçmişiniz, gönderdiğiniz ve aldığınız mesajlar, indirdiğiniz dosyalar, oynadığınız oyunlar, fotoğraflar ve videolar, müzikleriniz, arama geçmişiniz, internet geçmişiniz, hatta dinlediğiniz radyo bile takip ediliyor. Google hangi etkinliğe ne zaman gittiğinizi de biliyor.
Google Drive’ımda, geçmişte sildiğim özgeçmişimden aylık bütçeme, kodlardan dosya ve yaptığım sitelere, hatta şifreli maileri çözmek için kullandığım ve sildiğim PGP anahtarıma bile erişebiliyorum.
Google artık egzersiz rutininizi de biliyor
Bu da sizin attığınız tüm adımlardan, yürüdüğünüz yerlere, meditasyon/yoga/egzersiz olarak kaydettiğiniz etkinliklerin tam saatine her şey var. ( Google Fit’e izin vermemiş olsanız da)
Google’ın elinde gönderdiğiniz her mail var
Gönderdiğiniz her mail, size gelen mail, sildiğiniz veya spam olarak işaretledikleriniz bile kayıtlı.
Ve dahası var
Google Activity’den topladığım verilerle kısa bir özet yapmak gerekirse,
Öylece bir baktığınız veya tıkladığınız her Google Reklamı, çalıştırdığınız veya kullandığınız her uygulama, saati ile birlikte ziyaret ettiğiniz her web sitesi ve yüklediğiniz ya da aradığınız her uygulama kayıtlı.
Bu konu modern çağın en çıldırtıcı konusu. Asla bir şirketin veya hükümetin evimize kamera veya mikrofon yerleştirmesine ya da bizi takip etmesine izin vermeyiz. Ancak biz bunun çok daha ötesine geçtik ve bunu biz yaptık –kahretsin! Şirin köpek videoları izlemek istiyorum. "
Bu yazı The Guardian'daki İngilizce orijinalinden çevrilmiştir.
Kaynak: ShortMag Çoğumuzun ismini duymadığı Acxiom, Epsilon, Flurry, BlueKai gibi şirketler bizim kullandığımız bu uygulamalar sayesinde verilerimizi toplayıp analiz ediyor ve pazarlamacılara ya da reklamcılara satıyorlar. Facebook ya da başka bir uygulama ister o an açık olsun veya olmasın bizi izliyorlar. Girdiğimiz herhangi bir sitede Facebook beğen tuşu olması o an izlendiğimiz anlamına gelir. Ya da Gmail adresimiz olmasa da başka birinin gmail adresine mail atıyorsak izlenmemiz için yeterli olur. Sadece internette aradıklarımız, beğendiklerimiz ya da konuştuklarımız değil, telefonumuz masanın üzerinde duruyorken konuştuklarımız bile dinleniyor. Tatil planlarımızı yaptığımız sıralarda karşımıza otel reklamları bu yüzden çıkıyor. Bir elbiseye, ayakkabıya baktığımızda girdiğimiz her sitede elbise veya ayakkabı reklamları karşımıza bu yüzden çıkıyor. Daha ürkütücüsü de bu konuyla ilgili izlediğim bir videodaydı. Bir çift Facebook açıkken kedi maması almalıyız diye kendi aralarında konuşuyor ve Facebook'ta kedi maması reklamı beliriyor. Bu firmalar bizleri yaş, meslek, konum, sağlık durumu vb. gibi verilerimize göre gruplara ayırıp satıyorlar. Hepimizin bu sitelerde bir değeri var. Ne yazık ki ‘’Eğer ürüne para ödemiyorsanız ürün sizsiniz.’’ gibi kapitalizmi bize böylesine hissettiren bu sözü hatırlatmakta fayda var. Bu konuda şikayet edemeyiz çünkü hükümleri ve koşulları kabul ederek girdik ve kendi rızamızla bilgilerimizi paylaşıyoruz... Betül Topuklu yazdı

Yorumlar

Popüler Yayınlar